Köyümüzden Haber var

8 Ekim 2011 Cumartesi

Aramızdaki fark bu

Köyün birinde fakir bir aile varmış. Bu ailenin bir ineği birde eşeği varmış. Tarla, Tapan çift çubuk işlerini de bu hayvanlarlayaparlar muhannete muhtaç olmadan yaşarlarmış.
Kış mevsimi gelmiş çatmış. Yazdan hazırlanan erzaklarla bir kışı geçirmek zorunda kalmışlar. Derken, boz inek buzağılamış ve aileyi büyük sevince boğmuş.
Evin hanımı bey Allah yüzümüze baktı, kul daralmayınca Hızır yetişmez imiş derler, hiç değilse evimizde ağartı (süt) eksik olmaz demiş.
 Adamda ellerini açıp yaratana şükretmiş.
Bir hafta sonra ineğin buzağısı hastalanmış ve ölmüş.
Ailenin sevinci hüzne dönüşmüş.
İnek yavrusunu kaybetmenin üzüntüsüyle sütten kesinmiş.
Yaşlı adam ineğin acısını hissettiği için ahıra girmiş ineği okşayıp kendi elleriyle hazırladığı yemle samanı bir güzel karıştırıp musula boşaltmış.
Buzağının derisini almış ağaçtan bir iskelet yapıp buzağının derisini iskelete geçirmiş, içini de otla doldurmuş.
Akşam evin hanımı küçük bir tas alıp eşi ile birlikte ineği sağmaya gitmişler.
Adam önceden yaptığı buzağı maketini samanlıktan çıkarıp ineğin önüne koymuş.
Hanımı ilahi bey,  hayvanda olsa yavrusunun postuyla kandıracağını mı sanıyorsun? Demiş.
Yavrusunun postunu gören inek yem yemeyi bırakıp başlamış içi saman dolu yavrusunun cansız maketini yalamaya.
Kadın başını bir sağa, bir sola sallamış başlamış ineği sağmaya
Her zaman yarı bile olmayan tas, sütle dolmuş sağdıkça da süt gelmekteymiş.
Bey sanırım işe yaradı hay aklınla bin yaşa demiş ve eve gitmiş yeni bir kap alıp tekrar sağmak için oturmuş.
O tasta dolmuş. Adamcağız ineğin bu bonkörlüğünü ödüllendirmek istemiş her gün tımar eder,  sulamak için pınara dahi götürmez suyunu ayağına kadar getir, yemine biraz daha zavar (yem) katarmış
İneğe gösterilen bu ilgi eşeğin canını sıkmış, kıskançlık duyguları kabarmış.
Başlamış buzağının içindeki otları dişlerinin ucuyla dışarı çıkarmaya. İnek yavrusuna dokunan eşeği  boynuzlarıyla uzaklaştırmış.
Eşek dayanamamış bir gün ineğe dönerek. “İnek kardeş bunlar seni kandırıyor! Senin buzağın öldü. Önüne koydukları senin yavrunun derisi, bunlar senden daha çok süt alabilmek için ölmüş yavrunun postunu kullanıyorlar”. Bende sen anlayasın diye içindeki otları dışarıya çıkarmaya çalışıyordum Biz bunca yıldır beraberiz. Sana veya yavruna zarar vermek ne haddime.
 Bunlardan bize hayır yok ilkbahar gelince kaçıp gidelim buralardan Hem ben eşek olduktan sonra semer vuran çok olur demiş.
İnek eşeğe dönmüş ve şöyle demiş ben yavrumun öldüğünü bilmiyor muyum sanıyorsun, önemli olan benim kalbimdeki bu acımı anlamaları.
 İşte aramızdaki farkta bu olsa gerek. Sen eşeksin bende ineğim Asıl beni üzen şeyse senin eşekliğinle gurur duymandır.
                                                           Osman karaca.      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder