Köprü meselesi deyince hemen akla
rahmetli cumhurbaşkanımız Sayın Turgut Özal geliyor.
Bir de köprü meselesinden
akrabalıklar vardır ya! Anlatacağım hikaye
o da değil. Yozgat’ın bir köyünde yaşanmış, gerçek bir hikâyedir.
Yozgat ile
Sorgun arasında İnce Çayır Köyü vardır.
Adından da anlaşılacağı gibi çok şirin yemyeşil bir köydür.
Yıl 1966 Adalet Partisi iktidarı döneminde yol yapım çalışmaları yaparken İnce
çayır köyünden başlanır.
Şimdiki Eğriöz diye bildiğimiz dere üzerine bir köprü
yapılması gerekmektedir.
Bu köprü ile on iki köy yolu birbirine bağlanacak, böylece birçok köyün ulaşım sorunu çözülmüş
olacaktır.
Gerekli projeler çizilir,
ihale edilir, köylülerden bir
takım isteklerde bulunurlar.
Bu istekler; taş, kum, ağaç, birde köprü inşaatında
çalışacak elamandan oluşmaktadır.
Bu köylüler
taşı temin ederler, kumu getirirler, her evden üçer ağaç keser yığarlar.
Müteahhit ilk kazmayı vurur, inşaata başlar.
Kalıp çakılır, duvarlar örülmeye başlanır ama yapılacak
köprü bazı insanların içine sinmez, eğreti olduğunu düşünürler.
Bunu müteahhitle bu konuyu konuşmaya karar verirler.
Müteahhit yaptığı işten çok emindir.
Köylüleri cahillikle suçlar; “Siz benim işime karışmayın.”
der.
Biz Yozgatlıların bir özelliği de bu olsa gerek ukalâlıktan
hiç hoşlanmayız.
Köylü;
“Sen müteahhit olabilirsin, biz köprü imarından anlamıyor olabiliriz ama biz
hiç mi köprüden geçmedik, Hiç mi köprü görmedik ?” diyerek tepkilerini dile
getirirler.
Bunun üzerine
olay büyür, köy heyeti toplanır.
Köylüler
haklı bir serzenişte bulunurlar; “Bizden taş istediniz getirdik, ağaç istediniz
kestik yığdık, kum istediniz o da tamam, bu köprüyü yapmak için geriye bir
çimento kalıyor onu da biz alalım hiç değilse bizim eserimiz olmuş olur.”
derler.
Müteahhit cahillikle
suçladığı yetmezmiş gibi birde devlete asi olmakla suçlar.
Köylülerden (Zaim’ in oğlu) Köy öğretmeni, Mustafa,
(Mahi’nin Hacı) Hacı KARATAŞ , (Gödan Arif) Arif AKBAŞ, (Sait Çavuşun Hüseyin),
Hüseyin ERCİYAS, (Abdi’nin Hacı) Hacı DAVUTER, (Kel Mustafa’nın Çavuş), Mehmet KARADAVUT
fikir birliği edercesine şu yanıtı verir; “Demokrat partinin yaptığı köprü bu
ise bizde bu köprüden geçmiyoruz.” derler. Ve pantolonun paçalarını dizlerine
kadar sıvayarak sudan yürüyerek geçerler. Müteahhit malzemelerini toplayıp
Yozgat‘a gider ve gerekli kişileri bu olaydan haberdar eder. Olanları duyan
bazı C.H.P’li kişiler bu olayı öyle bir
anlatırlar ki CHP AP çekişmesinden
kaynaklanmış gibi Ankara’ya mektup yazarlar. Bu mektupta aynen şöyle
yazmaktadır; “Yozgat iline bağlı merkez
İnceçayır Köyü halkı demokrat partinin köprüsünden geçmediler.” diyerek TBMM
genel kurul salonunda okunur. Bunun üzerine
Yozgat milletvekili (İç işleri bakanı)
Sayın İsmail Hakkı AKDOĞAN Bey köye gelir, yekinen tanıdığı bu insanları tek
tek dinler. Sorunun CHP’li kişilerce abartıldığını anlar. Bizzat kendi
refakatinde köylülerin de yardımıyla köprünün yapımı tamamlanır.
Köprü
inşaatını denetlemeye gelen o zamanın Yozgat Valisi Ferruh GÜVEN Beye Fazlı
emmiyi çok çimento kattığı için şikâyet ederler.
Vali
bey fazlı emmiyi yanına çağırır konuyla ilgili şikayeti aktarır.
Fazlı emmi’nin yanıtı kısa ve net
olur
"Eserinizin uzun ömürlü olması için gerekeni yapıyorum Sayın Valim" der.
"Eserinizin uzun ömürlü olması için gerekeni yapıyorum Sayın Valim" der.
O tarihte muhtarlık yapan
Emrullah KANDEMİR bir mektup yazarak emeği geçenlere teşekkür eder Bu sitem İnceçayır Köyüne çok
sağlam ve güzel bir köprü kazandırmıştır. Bizde bu köprünün yapımında emeği geçen
herkese sonsuz teşekkür ediyoruz.
Kaynak; İnceçayır
Köyü eski muhtarı Emrullah KANDEMİR, Süleyman KARADAVUT, İbrahim ŞEREFLİ,
Hüseyin ERCİYAS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder