Köyümüzden Haber var

8 Ekim 2011 Cumartesi

KÖPRÜ MESELESİ


Köprü meselesi deyince hemen akla rahmetli cumhurbaşkanımız Sayın Turgut Özal geliyor.
Bir de köprü meselesinden akrabalıklar vardır ya!  Anlatacağım hikaye o da değil. Yozgat’ın bir köyünde yaşanmış, gerçek bir hikâyedir.
         Yozgat ile Sorgun arasında İnce Çayır Köyü vardır.
Adından da anlaşılacağı gibi çok şirin yemyeşil bir köydür. Yıl 1966 Adalet Partisi iktidarı döneminde yol yapım çalışmaları yaparken İnce çayır köyünden başlanır. 
Şimdiki Eğriöz diye bildiğimiz dere üzerine bir köprü yapılması gerekmektedir.
Bu köprü ile on iki köy yolu birbirine bağlanacak,  böylece birçok köyün ulaşım sorunu çözülmüş olacaktır.
Gerekli projeler çizilir,  ihale edilir,  köylülerden bir takım isteklerde bulunurlar.
Bu istekler; taş, kum, ağaç, birde köprü inşaatında çalışacak elamandan oluşmaktadır.
         Bu köylüler taşı temin ederler, kumu getirirler, her evden üçer ağaç keser yığarlar. Müteahhit ilk kazmayı vurur, inşaata başlar.
Kalıp çakılır, duvarlar örülmeye başlanır ama yapılacak köprü bazı insanların içine sinmez, eğreti olduğunu düşünürler.
Bunu müteahhitle bu konuyu konuşmaya karar verirler.
Müteahhit yaptığı işten çok emindir.
Köylüleri cahillikle suçlar; “Siz benim işime karışmayın.” der.
Biz Yozgatlıların bir özelliği de bu olsa gerek ukalâlıktan hiç hoşlanmayız.                    
Köylü; “Sen müteahhit olabilirsin, biz köprü imarından anlamıyor olabiliriz ama biz hiç mi köprüden geçmedik, Hiç mi köprü görmedik ?” diyerek tepkilerini dile getirirler.                                
Bunun üzerine olay büyür, köy heyeti toplanır.                                                                            
 Köylüler haklı bir serzenişte bulunurlar; “Bizden taş istediniz getirdik, ağaç istediniz kestik yığdık, kum istediniz o da tamam, bu köprüyü yapmak için geriye bir çimento kalıyor onu da biz alalım hiç değilse bizim eserimiz olmuş olur.” derler.                                                          
 Müteahhit cahillikle suçladığı yetmezmiş gibi birde devlete asi olmakla suçlar.                     
Köylülerden  (Zaim’ in oğlu) Köy öğretmeni, Mustafa, (Mahi’nin Hacı) Hacı KARATAŞ , (Gödan Arif) Arif AKBAŞ, (Sait Çavuşun Hüseyin), Hüseyin ERCİYAS, (Abdi’nin Hacı) Hacı DAVUTER, (Kel Mustafa’nın Çavuş), Mehmet KARADAVUT fikir birliği edercesine şu yanıtı verir; “Demokrat partinin yaptığı köprü bu ise bizde bu köprüden geçmiyoruz.” derler. Ve pantolonun paçalarını dizlerine kadar sıvayarak sudan yürüyerek geçerler. Müteahhit malzemelerini toplayıp Yozgat‘a gider ve gerekli kişileri bu olaydan haberdar eder. Olanları duyan bazı C.H.P’li  kişiler bu olayı öyle bir anlatırlar ki CHP  AP çekişmesinden kaynaklanmış gibi Ankara’ya mektup yazarlar. Bu mektupta aynen şöyle yazmaktadır; “Yozgat iline bağlı merkez İnceçayır Köyü halkı demokrat partinin köprüsünden geçmediler.” diyerek TBMM genel kurul salonunda okunur.  Bunun üzerine Yozgat milletvekili  (İç işleri bakanı) Sayın İsmail Hakkı AKDOĞAN Bey köye gelir, yekinen tanıdığı bu insanları tek tek dinler. Sorunun CHP’li kişilerce abartıldığını anlar. Bizzat kendi refakatinde köylülerin de yardımıyla köprünün yapımı tamamlanır.                                                  
Köprü inşaatını denetlemeye gelen o zamanın Yozgat Valisi Ferruh GÜVEN Beye Fazlı emmiyi çok çimento kattığı için şikâyet ederler.                                                                                         
 Vali bey fazlı emmiyi yanına çağırır konuyla ilgili şikayeti aktarır.                                                             
Fazlı emmi’nin yanıtı kısa ve net  olur
"Eserinizin uzun ömürlü olması için gerekeni yapıyorum  Sayın Valim" der. 
O tarihte muhtarlık yapan Emrullah KANDEMİR bir mektup yazarak emeği geçenlere teşekkür eder Bu sitem İnceçayır Köyüne çok sağlam ve güzel bir köprü kazandırmıştır.                                             Bizde bu köprünün yapımında emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyoruz.     


Kaynak;  İnceçayır Köyü eski muhtarı Emrullah KANDEMİR, Süleyman KARADAVUT, İbrahim ŞEREFLİ, Hüseyin ERCİYAS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder